31 Ocak 2015 Cumartesi

Şu Blog Dedikleri Nedir?

Blog, özel bir yazılıma ihtiyaç duymadan web sayfası oluşturmayı ve düzenlemeyi sağlayan, düşüncelerinizi hızlıca gönderebileceğiniz, insanlarla iletişime geçebileceğiniz yazarlık sistemidir.
Web günlüğü ya da e- günce olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz Blog kelimesi internet dünyasına, 1999 yılında Blogger'ın bu hizmeti vermesiyle başlamıştır. 2003 yılının Şubat ayında Google'ın Blogger'ı satın almasıyla kullanımı daha da
yaygınlaşmıştır.

Veri girişlerinin dergi stilinde yapıldığı ve ters kronolojik sıra ile görüntülendiği, kullanıcı kaynaklı olan bu sistemin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:


  • Hazırladığınız dosyalar doğrudan sunucuya aktarılır.


  • Düşük maliyetlidir. (Blogger.com, Wordpress.com, blogcu.com gibi bir çok ücretsiz servis bulunmaktadır.)


  • Güncellemeler her an yapılabilir.


  • Bir anda milyonlarca kişiye ulaşmanız mümkündür.


  • Herhangi bir internet bağlantısı ile erişim elde edilebilir.


  • Oldukça geniş işbirliğine olanak sağlayacak özelliktedir. 


Blog Türleri:  Temasal, Kişisel, Topluluk,  Kurumsal (Şirket) olarak 4 ana başlık altında toplayabiliriz.

Temasal Bloglar: Belirli bir alanda yazılan gönderilerin yer aldığı, bu konuda uzmanlaşmış kişişerin yazdığı ve düzenlediği bloglardır. Yemek, tasarım, ev dekorasyonu, fotoğrafçılık gibi konulara odaklanmış bloglar bu türe örnek olarak verilebilir.

Kişisel Bloglar: Çok fazla deneyimi olmayan kişilerin bile rahatlıkla kullanabileceği ve sayfa düzenleyebileceği yapıda olan bu bloglarda, günlük yaşamda deneyimlenen olaylar, durumlar paylaşılır. Daha çok günlük işlevi görür ve en fazla ratlanan türdür.

Topluluk Blogları : Üyelik sistemine sahip olan ve üyelerin gönderdikleri yazılardan oluşan bloglardır. Komünite olarak da adlandırılan bu türdeki blogların çoğu, kendi sunucularındaki blog yazılımını kullanmaktadır.

Kurumsal (Şirket) Blogları: Şirketlerin kendileri ile ilgili haberleri duyurdukları, daha samimi bir şekilde kendilerini ifade ettikleri bloglardır.




30 Ocak 2015 Cuma

Yıpranmış Saçlar İçin Ev Yapımı Maskeler


Saçlarımız söz konusu ise, cılız, kurumuş ve yıpranmış saçlardan daha sinir bozucu ne olabilir ki ? Evde kolaylıkla uygulayabileceğiniz, tamamen doğal saç maskeleriyle yıpranmış saçlarınızdan kurtulabilir ve sağlıklı saçlara kavuşabilirsiniz.


1. Avocado ve Muz Maskesi : Çoğumuz olgunlaşmış muzları yemeği tercih etmez, atarız. Bu sefer atmak yerine saçlarınızda kullanmaya ne dersiniz? 1 adet avokadoyu,1 yemek kaşığı zeytinyağı ve ezdiğiniz 1 muzla karıştırın. Saçlarınıza uygulayın ve 20 dakika  kadar bekletin. Yıkayıp temizleyin. Saçlarınızın parlaklığına inanamayacaksınız.

2. Muz, Avokado ve Yoğurt Maskesi: 1 yemek kaşığı yoğurt, yarım muz ve 1/4 oranında avokadoyu bir kapta karıştırın. Saçlarınıza uygulayın ve 20 dakika kadar bekletin. Yıkayıp temizleyin.

3. Hindistan cevizi Maskesi : Yıpranmış saçlarınız için 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağını alın ve bir kapta ısıtın.İçine 1 yumurta atın ve iyice karıştırın. Çok sıcakken saçlarınıza uygulamayın. Biraz soğumasını bekleyin ve saç derinize öyle uygulayın. 30 dakika kadar bekletin. Sonrasında saçlarınızı yıkayıp temizleyin.

4.  Zeytinyağı, Salatalık ve Yumurta Maskesi : Eldeki malzemelerle salata elbette yapabiliriz ama söz konusu yıpranmış, kurumuş ve cılızlaşmış saçlarımız ise, malzemelerimizi maske yapımında kullanmak çok daha faydalı olacaktır. 1 yumurtayı, 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 rendelenmiş salatalık ile karıştırın. Karışımı, saçlarınıza masaj yaparak uygulayın ve 10 dakika kadar bekletin. Yıkayarak temizledikten sonra ipeksi görünüşüne inanamayacaksınız.    

Vitamin ve Besin Değerlerini Kaybetmeden Sebzeleri Pişirmek

Sebzelerin besin değerlerini korumak için sebze seçerken tazeliğine dikkat etmek ve satın aldıktan sonra pişeceği süreye kadar uygun koşullarda muhafaza etmek elbette ki önemlidir.Bir çoğumuz bu konuda oldukça hassas davranırız. Peki aynı hassasiyeti sebzeleri pişirirken de gösteriyor muyuz? Her sebzenin belirli pişirme süresi ve şekli vardır. Pişirme süresi uzadıkça sebzelerin, besin değerlerindeki kayıplar da artmaktadır. Sebzelerin doğru pişirme  süreleri nelerdir?


SEBZE                          HAŞLAMA               BUHARDA              MİKRODALGA

Pancar                             30-60 dak.                    40-60 dak.                    9-12 dak.

Karnabahar                      4-6 dak.                        3-5 dak.                       2-3 dak.

Lahana                             5-10 dak.                      5-8 dak.                       5-6 dak.

Havuç                              5-10 dak.                      4-5 dak.                        4-5 dak.

Taze Fasulye                   6-8 dak.                         5-8 dak.                       3-4 dak.

Ispanak                            2-5 dak.                         5-6 dak.                       1-2 dak.

Kabak                              3-5 dak.                         4-6 dak.                        2-3 dak.

Bezelye                           8-12 dak.                        4-5 dak.                       2-3 dak.

Patates (kesilmiş)            15-20 dak.                      10-12 dak.                   6-8 dak.

Patlıcan (dilimlenmiş)     Tavsiye edilmez            5-6 dak.                        2-4 dak.

Mantar                             Tavsiye edilmez            4-5 dak.                        2-3 dak.

                           
   
     


    Dilin Rengi Hastalıkların Habercisi

    Herhangi bir sağlık sorunundan ötürü doktora gittiğimizde, muayenenin bir parçası olarak dilimizin kontrol edildiğine hepimiz şahit olmuşuzdur. Peki dil ve renginin bir takım sağlık sorunlarının göstergesi olduğunu hiç düşündünüz mü?
    Dilin görünüşündeki ya da rengindeki herhangi bir değişiklik vitamin eksikliğinden, diş eti hastalıklarına bir çok şeyin habercisi olabilir.

    Siyah Renkli Dil : Dilin orta bölümünde yer alan siyahlık  bakteriyel bir durumla karşı karşıya olduğunuzun habercisi olabilir. Antibiyotik kullanımı, fazla sigara ve kahve tüketimi de dilin yüzeyinin siyah bir renk almasına neden olabilir.

    Sarı Renkli Dil : Koyu kahverengi dilde olduğu gibi, sarı renkli dil de bakteriyel bir duruma işaret eder. Kahverengi dil ile arasındaki fark, bakterinin türü ile alakalıdır. Etkili ve dikkatli diş temizliği problemin çözümünde etkin bir rol oynar.

    Beyaz Renkli Dil : Beyaz renkli dilin bir çok sebebi vardır. Vücudun susuz kalmasından kaynaklı olabileceği gibi, bir çeşit mantar ya da iltihaplı bir yaradan, sadece dilinizde olabileceği değil ağzınızın içerisinde de beyazlıklar oluşabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olanlarda, özellikle  küçük çocuklarda ve yaşlılarda sık rastlanan bir durumdur.

    Kırmızı- Çilek Dil : Özellikle B12 ve folik asit eksikliği dilin renginin değişmesine neden olur. Streptokok enfeksiyon (kızıl hastalığı ) dile çilek rengini verir. Kawasaki hastalığında (akut sistematik bir hastalıktır. Damar duvarlarının iltihaplanmasına neden olabilir) da dil, parlak kırmızı bir renk alır.

    Kahverengi Dil : Melonomanın (cilt kanseri)  erken evresine işaret edebilir. Doktorunuza başvurunuz.

    Ben Çikolataya Çikolata Demem Bitter Olmadıkça !


    Siz de çikolata yerken suçluluk hissine kapılanlardan mısınız? O halde suçluluk hissini bir kenara bırakabilir ve gönül rahatlığı ile çikolata tüketebilirsiniz ama bir şartla! Tercihiniz en az %70 kakao içeren bitter çikolatadan yana olmalı!  Yapılan bir çok araştırmalar, bitter çikolatanın içindeki besinlerin sağlığı olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Bitter çikolatanın içerisinde sizi serbest radikallerin tahribatından koruyan antioksidan bulunmaktadır.

    Doğal Bir İlaç Olarak Bitter Çikolatanın Faydaları:

    1. Yapılan araştırmalarda bitter çikolata tüketiminin beyne ve kalbe kan akışını arttırdığını, böylelikle bilişsel fonksiyonları geliştirdiğini ortaya koymaktadır.

    2. Haftada 3 kere bitter çikolata yemek, kalbi güçlendiriyor.

    3. Bitter çikolata vitamin kaynağıdır.Potasyum, bakır, magnezyum ve demir yönünden oldukça güçlüdür. Bu vitamin ve mineraller yüksek tansiyondan, kansızlıktan, inmeden bizleri korur.

    4. Düzenli bitter çikolata tüketimi, kolestrolün düşmesine yardımcı olur. İçerdiği antioksidan LDL kolestrolün oksidasyonunu engelleyerek atardamarları korur.

    5. Çikolata, teobromin içerdiğinden öksürüğü yatıştırıcı etkisi vardır. Bir fincan badem sütünün içine katacağınız işlenmemiş kakao, öksürüğünüze iyi gelecektir.

    6. İçerdiği magnezyum yüzünden stresli hissettiğinizde yiyeceğiniz bitter çikolata, kendinizi daha iyi hisetmenizi sağlayacaktır.

    7. Bitter çikolata içinde bulunan flavonoid, cildinizi UV ışınlarının hasarından koruyacaktır.

    8. . Bitter çikolata yenildiğinde vücut endorfin hormonu salgılamaktadır.Bu da bitter çikolatayı doğal bir ağrı kesici yapmaktadır.
     

    "Eşyanın Tabiatı": Ev Yapımı Antibiyotik

    "Eşyanın Tabiatı": Ev Yapımı Antibiyotik: Tamamen Doğal Malzemelerle Hazırlanan Ev Yapımı Antibiyotik İle Kendinizi Hastalıklardan Koruyun! Güçlü bir karışım olan bu ev yapımı ila...

    Bademcik İltihabından ve Boğaz Ağrısından 4 saatte Kurtulmak

    Bademcikler; mikroplarla savaşmakta oldukça etkili olan, boğazın her iki tarafında yer alan, şekil olarak bademi andıran dokulardır. Bademcikler, bazen mikroplarla savaşmakta etkisiz kalıp iltihaplanırlar. Bademcik iltihabının, en belirgin semptomları arasında boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, ateş, boyunda şişme ve eklem ağrılarıdır. Bademcik iltihaplanmaları, virus kaynaklı ya da bakteri kaynaklı olabilir. Bakteri kaynaklı iltihaplanmalarda doktora başvurulmalı ve doktorun önerdiği antibiyotiklerle tedavisi sağlanmalıdır. Virus kaynaklı bademcik iltihaplanmalarda ise, aşağıda verilen reçete uygulanarak iltihaptan ve boğaz ağrısından kısa sürede kurtulmak mümkündür.

    200 ml suyu   80 gr öğütülmüş kimyon tohumunun üzerine dökün ve 15 dakika kadar kaynatın.

    15 dakika sonunda öğütülmüş kahveyi andıran bir yoğun bir karışım elde edeceksiniz.

    Bu karışıma 50 ml kadar su ilave edin ve kaynatın.

    Kaynamaya başlayınca ateşten alın ve içine 1 yemek kaşığı kadar konyak, viski ya da brandy ekleyin.

    Tedavi için karışım hazır.

     Her 30 dakikada bir 1 yemek kaşığı kadar için.

    2 saat sonunda daha kolay yutkunabilir bir duruma geleceğiniz gibi boğaz ağrınızda da bir azalma hissedeceksiniz.

    4 saat sonunda ise kendinizi daha rahatlamış hissedeceksiniz.

    29 Ocak 2015 Perşembe

    Siğillerden Elma Sirkesi İle Kurtulmak Mümkün


    Çocukken elimde siğil çıktığında, anneannem incir ağacından bir yaprak koparır ve yapraktan çıkan beyaz sıvıyı (ki ben buna incir sütü derdim) siğilin üzerine sürerdi.Bir kaç gün uygulanan bu tedavi yönteminden sonra siğil mucizevi bir şekilde ortadan kaybolurdu. Bu doğal tedavi yönteminde önemli olan, dişi incir ağacı bulmak ( siğilin üzerine sürdüğünüz sütü ancak dişi incir ağacı yaprakları verir)  ve her gün taze bir yaprağı ve suyunu siğilin üzerine uygulamaktı. Artık şehirlerde yaşadığımızdan ve derdimize deva olmak üzere bizleri her köşe başında bir incir ağacı beklemediğinden başka bir yöntem bulmanın gerekli olduğunu düşündüm. Kolay, pratik, etkileyici aynı zamanda da doğal bir yöntemle siğillerin tedavisi mümkün mü?

    Elma Sirkesi, siğillerden kurtulmamızda mucizevi bir etkiye sahip.
    Bir parça pamuğu, elma sirkesine batırıp siğilin üzerine koyun. Her sabah ve akşam yatmadan önce uygulamayı tekrar edin. Kaymaması için bir yara bandı kullanabilirsiniz. İlk bir kaç gün, siğilde hiç bir iyileşme göremeyebilirsiniz. Sonrasında siğilin koyu bir renk almaya başladığını fark edeceksiniz. Bir hafta sonunda siğil, tamamen siyah bir renk alacak. En sonunda da deriden sıyrılıp ayrılacak. Siğilden kurtulduğunuz yerde küçük bir delik oluşacak fakat kısa bir sürede bundan da kurtulacağınıza emin olabilirsiniz.

    Uygulama Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar : 

    Elma sirkesine batırdığınız pamuğun siğilden daha büyük olmamasına dikkat edin.

    Elma sirkesi uyguladığınız siğilin etrafı, elma sirkesinden ötürü kırmızı bir renk alabilir ve hassaslaşabilir.

    Kendi kendine düşmesine daha zaman var iken kendiniz siğili yerinden çıkarmaya çalışmayın. Biraz sabredin ve düşmesine yakın bir zamanda gerekli görürseniz müdahalede bulunun.

    Böbreklere Zarar Veren 11 Kötü Alışkanlık

    Sahip olduğumuz alışkanlıklarımızın vücudumuza verdiği zararları hiç düşündünüz mü? Örneğin, karnın arka duvarında bel bölgesinin iki yanında bulunan, yumruk büyüklüğündeki iki böbreğimiz 10 cm boyunda ve 150 gram ağırlığında olup hayati organlarımızdan biridir. Kandaki asit- baz dengesini aynı tutmak, vücudun su ve elektrolit dengesini düzenlemek, vücuttaki zararları maddelerin idrar ile dışarı atılımını sağlamak böbreklerin belli başlı görevleri arasındadır.

    Peki günlük yaşantımızda sürdürdüğümüz hangi alışkanlıklar böbreklerimizin hasar görmesine neden olur?


    1.Fazla miktarda ağrı kesici kullanmak
    2.Fazla miktarda protein tüketmek
    3.Sigara kullanımı
    4.Fazla miktarda sodyum tüketmek
    5.Fazla miktarda alkol tüketimi
    6.Fazla miktarda şeker tüketimi
    7.Yeterince su tüketmemek
    8.Fazla miktarda kafein alımı
    9.Egzersizden uzak bir yaşam sürmek
    10.Grip ve soğuk algınlığı tedavisini ciddiye almama
    11.Uzun süre idrar tutmak

    Ne kadar Çok Yersen O kadar Zayıflarsın!

    Ne  Çok Yersen O Kadar Zayıflarsın!

    "Yemek yemezsen zayıflarsın" diye başlayan cümleyi kim bilir kaç kez işitmişsinizdir. Bu bizlere söylenen kocaman bir yalandır oysa ki!



    Hepimiz istediğimiz kadar yemek yemek, buna karşın kilo almak istemeyiz ama bunun pek de mümkün olmadığını çoğumuz deneyimlemişizdir. Peki bazı besinleri istediğimiz kadar yiyebileceğimizi ve kilo verebileceğimizi bize söyleyen birileri oldu mu hiç? Negatif Kalori besinleri dediğimiz, aslında düşük kalori içeren ve bunları tükettiğimizde, vücudumuzun bunları sindirmek için daha fazla kalori tükettiği besinler var. Sindirim sisteminde ilk basamağın ağzımızda başladığını düşünürsek, aldığımız negatif kalorili besinleri ne kadar uzun süre çiğnersek o kadar fazla enerji tüketeceğimiz kesindir. Ayrıca bu besinlerin büyük çoğunluğu meyve ve sebzelerden oluştuğu için lif oranı da oldukça yüksektir. Böylelikle, daha uzun süre tokluk hissi yaşayacak ve sindirim sistemi negatif kalorili besinleri öğütmek için daha fazla enerji harcayacaktır.1 hafta süreyle, negatif kalorili besin listesinin dışına çıkmadan aşağıda verilen besinleri tükettiğiniz taktirde 6.5 kilo verebileceğinizi biliyor muydunuz?

    İşte Negatif Kalori Besinler Listesi :
    Kereviz
    Portakal
    Çilek
    Mandalina
    Greyfurt
    Havuç
    Kayısı
    Marul
    Domates
    Salatalık
    Elma
    Karnabahar
    Acı Biber
    Kabak



        

    27 Ocak 2015 Salı

    Ev Yapımı Tarçınlı Gargara

    Ev Yapımı Tarçınlı Gargara

    Ağız kokusu hepimizin kabusudur. Ağız kokusunun, altında yatan sebepler, diş hastalıklarından kaynaklı bakterilerin ağzımızda oluşması ya da soğan sarımsak gibi kötü kokulu yiyeceklerin tüketilmesidir. Eczaneden ya da süper marketlerden alacağınız ağız gargaralarının etiketlerini dikkatlice okuduğunuzda, ağız kokusundan kurtulmak için bir ağız dolusu kimyasal aldığınızı görmekle kalmayacaksınız aynı zamanda kısa bir süre içerisinde kronikleşen ağız kokusundan kurtulamadığınız da fark edeceksiniz. Stanford Üniversite'sinin yaptığı araştırmaya göre, uzun süreli kimyasal ağız gargarasının alınan etil alkolden ötürü, diş etlerini zayıflatacağını ve ağız kanserine sebebiyet verebileceğini ortaya koymaktadır.Peki içinde ne olduğunu bildiğimiz,tamamen doğal ve etkili bir karışımı evdeki malzemeleri kullanarak yapmaya ne dersiniz?

    Malzemeler: Toz tarçın, bal, limon suyu ve kabartma tozu (isteğe bağlı)

    Neden tarçın? Nane, ağız kokusunu gizlemeye yönelik iken; tarçın, ağız kokusuna neden olan bakterilerden kurtulmamızı sağlar.

    Neden bal? Bal ilave etiğimiz her şeyin tadını daha lezzetli kılmakla kalmaz aynı zamanda
    antibakteriyel özellik de içerir.

    Neden limon suyu?  Limon çok güçlü ve ferahlatıcı bir kokuya sahiptir. Dolayısıyla kötü kokuyu ortadan kaldırmak da oldukça etkilidir.

    Neden kabartma tozu? Kötü bakterileri yok ettiği gibi, dişleri de beyazlatır.

    Tarifine gelince :
    2 limon
    ½ yemek kaşığı toz tarçın
    ½ ya da 1 çay kaşığı kabartma  tozu                         1  ½  çay kaşığı bal
    1 fincan ılık su
    ağzı sıkıca kapanan cam şişe


    Tarçını, cam şişeye koyun, üzerine sıktığınız iki limonu ve balı ilave edin.Dilerseniz bu karışıma kabartma suyunu da ekleyebilirsiniz. Balı eritebilmesi için verilen ölçüde ılık suyu da ekleyip, güzelce çalkalayın. Ne zaman ihtiyaç duyursanız çalkalayıp, 1-2 yemek kaşığı karışımdan alın ve 1 dakika boyunca gargara yapın. Sonuca inanamayacaksınız !
     .


    26 Ocak 2015 Pazartesi

    Salatalık Suyunun Yararları

    Salatalık Suyunun Yararları

    Hatırlar mısınız bilmem ama eskiden el arabalarında salatalık satılırdı. Satıcı, salatalığı büyük bir dikkatle soyar, tuzlar ve size verirdi. Çocukken yediğim o salatalığın tadı hala damağımdadır. O zamanlarda, salatalığa sadece su ihtiva edilen bir sebze olarak bakıldığından, olmazsa olmaz sebzeler arasında pek de sayılmazdı. Oysa geçen zaman içerisinde salatalığın on parmağında on marifeti olduğu ortaya çıktı. İşte mucizevi salatalık suyunun yararları:

    1. Su, vücut ısısının ayarlanması, toksinlerin atılması ve kardiovasküler sistemin çalışması için çok önemlidir. Yeteri kadar ve düzenli olarak su içtiğimizde organlarımız daha iyi çalışırlar ve bizler daha enerjik oluruz.Her gün içeceğimiz salatalık suyunun ise, vücudumuzun nemlenmesine katkısı büyüktür.

    2. Su, vücut için çok gereklidir ancak tek başına bir vitamin kaynağı değildir. Suya ekleyeceğimiz salatalık ise bize ekstra vitamin ve mineral sağlayacaktır. Ayrıca hazırlayacağımız suyun içine sadece değil başka meyveler de katmak ekstra antioksidan ve A ve C vitaminleri de sağlayacaktır.

    3. Tansiyonumuzun normal değerler içinde olması,bizi  kalp krizinden, felçten, görme kaybından ve böbreklerde meydana gelebilecek hastalıklardan korur. Salatalık suyu  içerdiği potasyum sayesinde  tansiyonumuzu dengede tutabiliriz.

    4.  Zamansız acıktığımızda içeceğimiz bir bardak salatalık suyu, iştahımızı kesebilir ve yemek saatine kadar bizi idare edebilir. Açlık ve susuzluk aynı sinyali verdiğinden, içeceğimiz bir bardak salatalık suyu bizim gerçekten aç mı yoksa susuz mu olduğumuzu belirlemeye de yarayacaktır.

    5. Salatalığın içerdiği silika sayesinde cildimizi sadece nemlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda esnekliğini de koruyabilmemiz mümkün.

      
    6. Güçlü kaslara sahip olmamız yağ yakımını hızlandıracak ve daha çabuk kilo vermemizi sağlayacaktır. Salatalığın içinde silika sadece cildimize değil aynı zamanda kaslarımıza iyi gelecektir.

    7. Salatalık,  doğal bir antioksidan kaynağıdır. Serbest radikallerle savaşmakta ve vücuttaki toksinlerin atımında antioksidana ihtiyacımız vardır. O yüzden düzenli olarak içececeğimiz  salatalık suyu toksinlerden kurtulmamızı sağlayacaktır.

    Hazırlayacağımız salatalık suyunun içerisine katacağımız taze nane ve limon, kalsiyum, magnezyum ve C vitamini ihtiyacımızı da karşılayacaktır.

    Zencefil Tüketmemiz İçin 7 Muhteşem Neden

    Zencefil Tüketmemiz İçin 7 Muhteşem Neden:


    Şifalı bir bitki türü olan zencefil, tropikal iklimlerde yetişen yumru köklü bir bitkidir. Özellikle Çin ve Hindistan'da sıkça tüketilen bu bitki, mutfaklarda çorbalarda, ızgara etlerde,pastalarda, kurabiyelerde ve keklerde kullanabiliriz. Bu mucizevi bitkinin saymakla bitmeyen yararlarına bir de yakından bakalım :





    1. Grip / Soğuk algınlığı ile savaşmak

    2. Vücuttaki toksinlerden arınmak

    3. Sinüsleri açmak

    4. Kas ağrılarından ve iltihaplanmadan kurtulmak

    5.  Migren ve menstrüasyon ağrıları hafifletmek

    6.  Taşıt tutmalarından kaynaklı mide bulantılarını yatıştırmak